Sınav hazırlığında son aylar sınav sonucu üzerinde doğrudan etkisi olan zamanlardır. Bu zamanlarda yapılan çalışmalarda sınav sonucuna doğrudan etki eder. Bu zaman aralığı kritik bir aralıktır. Öncelikle bu süreci doğru planlamalıyız. Genelde pek çok öğrenci son ayda ne yapacağını ve neye çalışacağı konusunda kararsızlık yaşayabiliyor. Bu kararsızlıkların giderilmesi için ihtiyaç olan şeyler nelerse onların tespit edilmesi gerekiyor. Tespit ettiğimiz kısımların çalışma planına yerleştirilmesi ve planın uygulamaya konulması gerekiyor. Son ayda çok önemli olduğu için yapılan hataları telafi etme şansımızda olmayabilir. Bu nedenle zamanı doğru yönetebilmemiz gerekiyor. Zamandan maksimum performansı almamız gereklidir. Bu da ancak planlama ile mümkündür. Planlamamızda LGS deneme sınavlarına, sınav sonrası analiz saatlerine ve kritik gördüğümüz LGS konu tekrarına yer verilecek şekilde ayarlama yapılmalıdır. Bu durum ders başına geçildiğinde neye çalışmalıyım? Sorusuna cevap olacaktır. Her şeyin planlı olması sınav motivasyonumuzu da olumlu anlamda etkileyecektir. Sınava motive olmuş bir şekilde girmek önemlidir. Motivasyonumuzun moral seviyemizin yüksek olması kendimize güvenimizi artıracağı gibi sorulara odaklanmamıza ve gerçek performansımızı göstermemize de sebep olur.
Sınavlara hazırlıkta son aylarda oluşturulacak etkili bir çalışma programı çok önemlidir. Özellikle son ayda uygulanacak olan çalışma programının bir düzen halinde ilerletilmesi gerekiyor. Yani son ay uygulayacağımız plana sadık kalmamız önemlidir. Bunun için oluşturacağımız LGS hazırlık programında bazı noktalara dikkat edilmelidir. Programda özellikle deneme sınavlarına ağırlık verilmelidir. Deneme sınav sonrasında deneme analizlerine ve yanlış yapılan soruların özellikle hangi konulardan olduğuna dikkat edilmelidir. Bu süre içinde soru çözümlerinde çıkmış sorulardan ve milli eğitimin yayınlamış olduğu sorulardan faydalanmak daha verimli olacaktır. Çünkü bu sorulara benzer soru tiplerinin sorulma durumu yüksektir. Artık son dönemde konu çalışmalarının bitmiş olması nedeniyle bilgilerin bir kısmı soru çözüm pratikleri ile bir kısmı da tekrar yöntemleri ile tamamlanmış olur. Burada bazı derslere nasıl çalışılacağı konusunda birkaç noktaya dikkat çekmekte fayda var. Türkçe dersi için artık çalışmalarımızda anlam bilgisi dediğimiz sözcük, cümle anlam ve paragraf konularından daha yoğun soru çözümleri yapmak ve özellikle anlamını bilmediğimiz kelimelerle karşılaşırsak bu kelimelerin anlamını öğrenmek işimizi kolaylaştıracaktır. Matematik için düzenli olarak yayınlanan örnek soruları çözmediysek onların hepsini kesinlikle çözmeliyiz. Ayrıca daha önceden çözdüğümüz matematik örnek sorularından yanlış yaptıklarımızın üzerinden tekrar geçmemizde fayda var. Yanlışları tekrar çözerek eksiklerimizi hem kapatmış hem de kendimizi ölçmüş oluruz. Bir ilerleme var mı? Yok mu? Özellikle matematikte yapılan yanlışların büyük bir kısmı soruda ne istenildiğinin tam olarak anlaşılamamasıdır. Yani işlem becerisine sahip olsak bile soruda ne istendiğini anlamadığımızda soruyu yanlış çözebiliyoruz. Bu nedenle soruları çok dikkatli okumalı ve denklem kurarak ilerlemeye özen göstermeliyiz. Fen bilimleri dersi için de örnek ve çıkmış sorulara dikkat etmeliyiz. Bu soruların çözümlerinin yapılması önemlidir. Din kültürü ve İngilizce için anlamını bilmediğimiz kelimeleri not almalı ve bu kelimeleri öğrenmeye çalışmalıyız. Sınavlara hazırlıkta özellikle çıkmış soru çözümleri vurgulanmaktadır. Bunun nedeni ise çıkmış soru tiplerine alışmak ve bu soruların benzerlerinin gelme ihtimalinin yüksek olması ve hangi tarz soruların sınavlarda sorulabileceğinin öğrenilmesi için önemlidir. Çıkmış soruların son aylarda daha sık çözülmesinin istenmesi de bu nedenle çok daha önemlidir. Çünkü bu soruların çözülüp eksik kısımlarının öğrenilmesi demek sınavda gelebilecek soruların daha kolay çözülebileceği anlamına geliyor. Sonucu doğrudan etkisi olan sorular olduğu için çözmeli ve yanlışlarımızı kesinlikle analiz etmeliyiz. Bazen sınava hazırlıkta farkında olmadan gereksiz bilgileri de öğrenmeye çalışabiliyoruz. Çıkmış soru tipleri bizi bu gibi yanlış çalışmalardan alıkoyacak ve öğrendiklerimizi daha etkili olarak kullanabilmemize katkı sağlayacaktır.
Sınav hazırlığında en büyük destekçilerimizden biri de aldığımız notlardır. Not tutma alışkanlığı olan ve nasıl not tutulması gerektiğini bilenler tekrar ve soru çözümlerinde daha pratik oluyorlar. Gereksiz ayrıntılarla boğuşmadan doğrudan istenilene odaklanıp kısa, öz ve sade bir tekrarla eksiklerini kapatabiliyorlar. Not tutmada önemli bir nokta var. Tuttuğumuz notların temize çekilmesi gerekiyor. Bazen ders esnasında hızlı bir şekilde not tutabiliriz. Bu bazı kelimelerin kısaltmalarla veya düzensiz bir şekilde yazılmasına neden olabilir. Böyle durumlarda not tutar tutmaz aynı gün içinde temize çekersek çok faydalı olur. Tuttuğumuz notların mevcut bilgilerimiz ile birleştirilerek tekrar edilmesi de önemlidir. Not tutarken veya LGS özet çıkarma tekniklerini kullanırken öğretmenin her söylediğinin ya da çalıştığımız kaynak kitapların her satırının bire bir aynen yazılmaması gerekiyor. Özellikle dinlerken her söylenilenin not alınmaya çalışılması belli bir zaman sonra anlatılanların anlaşılmasına yönelik değil sadece not almaya yönelik bir çalışmaya dönebiliyor ve bu durum aynı zamanda not tuttuktan sonra konunun anlaşılmamasına ve tekrar dinlenmek zorunda kalınmasına neden olabiliyor. Dinlerken öğretmenlerin özellikle vurguladığı, tekrar tekrar hatırlattığı, “burası önemli, çıkabilir” tarzı söylemleri kesinlikle not almalıyız. Ayrıca iyi bir not alabilmek için iyi bir dinleyici olmak gerekiyor. Notların çok detaylı olması, gereksiz ayrıntılarla dolu olması, sayfalarca olması çok verimli olmayabilir. Ayrıca notlarınızı düzenlerken renkli kalemler kullanabilirsiniz. Notlarınızın derli toplu ve düzenli durması önemlidir. Notlar için özel bir defter tutabilirsiniz. Sonradan bilgilerin birbirlerine karışmaması ve bağlantıların daha kolay hatırlanması önemlidir. Not alırken yapılan yaygın hatalardan biri de alınan notların tekrarının unutulması veya ihmal edilmesidir. Kalıcı öğrenme için not tutmanın yanında bu notların belli periyotlarla tekrar edilmesi gerekiyor. Bunun en kalıcı yolu ise bu notları haftalık çalışma programımıza eklemeliyiz. Haftanın bir veya iki gününe ekleyerek tekrar edilmesini sağlayabiliriz. Notlarımızı tekrar sırasında daha hızlı ve kalıcı bir şekilde zihnimize yerleşmesi için soru çözümlerimizde yanımızda bulundurup ihtiyaç halinde açıp bakabiliriz. Çalışmalarda kalıcılığı sağlayabilecek bir diğer yöntemde görsel hafızamıza hitap edebilecek çalışmalardır. Görsel hafızayı destekleyici çağrışımlar önemlidir. Özellikle bazı konuların zihnimize yerleşmesi zaman alabilir. Bu nedenle görsel hafızamıza da etki edebilmesi için küçük dikkat çekici notlarla bilgileri yazıp görebileceğimiz bir alana notlarımızı asabiliriz.
Bildiğiniz gibi LGS sınavı okuduğunu anlama ve yorumlamaya dayalı bir sınavdır. Özellikle Türkçe den anlam bilgisi soruları çok fazla çıkmaktadır. Hiçbir bilgi içermeyen sadece anlam bilgisine dayalı pek çok soru mevcuttur. Sadece dikkatli ve etkili okuma yöntemleriyle pek çok sorunun yapılabileceği bir sınavdır. Uzun metin sorularının dikkatli okunması önemlidir. Bunun için öncelikle soruların kökünü okumalıyız. Yani soru kökü bizden ne istiyor? Okuduğumuz soru kökünden sonra metne geçip metnin dikkatli ve tane tane okunması gerekiyor. Burada dikkatimizi dağıtan unsurlardan bir tanesi uzun metin soruları görünce ön yargılı davranıyor ve bu soru uzun, soru zor gibi yersiz düşüncelere kapılabiliriz. Bu düşünceler beraberinde soruyu okurken dikkatimizin kolay dağılmasına neden olabilir. Uzun metin sorularını okurken kısa küçük notlar alabiliriz. Soru tipine göre değişmekle beraber bazen metin içinde bir sonraki cümle başka bir cümleye atlayabilir. En azından bu tür durumlarda zaman kazanmak için küçük notlar, işaretler koyabiliriz. Okuduğunu anlama ve yorumlama sorularında istenilen düzeyde olunamamasının iki önemli sebebi vardır. Birincisi okuma alışkanlığımızın olmaması diğeri de LGS hızlı soru çözme yöntemlerinin yeterince öğrenilmemiş olmasıdır. Bu konuda sınava hazırlık senesinde kitap okuyarak okuduğunu anlama becerilerini geliştirmeye çalışanlar var. Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var. Kitap okurken okuduğumuzun zihnimizde analiz edilmesi, yorumlanması, olaylar, kişiler üzerine muhakeme yapabilmemizdir. Bu muhakeme ve olay analizleri bizim anlam sorularını da kolay yapmamızda etkili olur. Ama tek başına yeterli midir? Hayır. Çünkü anlam ve yorumlama sorularını test ve denemelerde çözebilmek için pratik ve test teknikleri de gereklidir. Bu iki nokta yakalandığında sadece Türkçe değil matematik dersi başta olmak üzere pek çok derste başarı sağlanabilir.
Sınavda karşılaşılabilecek soru tiplerine dikkat edilmelidir. Bu soru tiplerine hazırlık yapılmış bir şekilde sınava girilmesi öğrenci için faydalı olacaktır. Nasıl soru tipleri gelir? Yorum ve çıkarımda bulunabileceğiniz soru tipleri ağırlıklı gelir. Anlam bilgisinin önem kazandığı soru tipleri çıkmaktadır. Bu soru tiplerinin üstesinden gelebilmek için öncelikle örnek ve çıkmış sorulara bakmalı ve bu sorular üzerinden çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Anlam bilgisi soruları dendiği zaman akla ilk gelen ders Türkçedir. Ancak anlam bilgisi ile çözülen sorular matematik ve fen bilimlerinde de mevcuttur. Buralarda özellikle matematik sorularında denklem kurarak ilerlemek önemlidir. Yani okunan cümle sonunda istenilenleri ekleyerek ilerlemeye çalışılmalıdır. Fen bilimlerinde de durum benzer şekilde gerçekleştirilmelidir. Soru okunduğunda anlaşılan kısımlar not alınarak ilerlenmelidir. Uzun metin sorularında bu yöntemler metnin tekrar tekrar okunmasını engeller. Sınavda öğrencilerin anlam bilgisi sorularından yakınma sebeplerinden birisi de uzu metin sorularını çoğu kez birden fazla okumak zorunda kalmalarıdır. Bu durum haliyle lGS zaman yönetiminde sıkıntılara sebep olmaktadır. Zaman yönetimini sağlamak için uygulanacak taktiklerin dışında en önemli kazanım soruların dikkatli okunması ve sonrasında kısa notlarla ya da derse göre denklem kurarak eksiklerin kapatılmaya çalışılmasıdır. Unutmayın sınavda belli bir süre içerisinde sizden istenilen soruları cevaplandırmanız gerekiyor. Sınav süresinin etkili ve verimli kullanılması bu nedenle oldukça önemlidir. Süre kullanımımızın etkili olabilmesi için bahsettiklerimizin yanında çalışmalarımızda soru çözüm hızımızı artırmaya yönelik bol bol pratik yapmalıyız. Yani bol bol soru çözmeliyiz. Soru çözümü hızımızı artıracak ve sınavlarda bize verilen sürelerin daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Sınavlarda yanlış sorularımızın azaltılmasına yönelikte çalışmalarımızın yapılması gereklidir. Yanlışlarımızı nasıl azaltabiliriz? Bunun ilk koşulu tabi ki konu çalışmaktır. Ancak konu çalıştığımız, tekrar ettiğimiz halde bile bazen soru çözmekte zorlanabiliriz. Ya da bildiğimizi düşündüğümüz konulardan soru çözerken ısrarla yanlış yapabiliriz. Bunu ortadan kaldırmak veya yanlış riskini en aza indirmek için öncelikle denemelerde ve soru bankalarında yanlış yaptığımız konuların analizini yapmamızdır. Bu konuların üzerinden geçmeli ve doğru cevabı öğrendikten sonra o soruya benzer soru tiplerinin çözülmesine özen göstermeliyiz. Genelde uygulanan yöntem, soru yanlış olduğunda o soruyu çözdürmek ve sonrasında başka bir deneme de karşımıza çıkana kadar o soruyla ilgili bir çözüm yapmamaktır. Ancak bu yöntem son derece yanlış bir yöntemdir. Biz soruyu çok iyi anlasak dahi hem o gün tekrarını yapmalı hem de benzer soru tiplerini çözmeli ayrıca birkaç hafta boyunca da benzer soruların çözülmesine önem vermeliyiz.
LGS hazırlıkta sıklık yapılan hatalardan kaçınmak önemlidir. Bu hatalardan en yaygın olanı çalışmaların ertelenmesidir. Özellikle bazı bölümlerin çalışmalarının ertelenmesi son zamanlar, son aylar yaparım mantığı ile sene başında düzenli gittiğinde bitirebileceği konuyu pek çok öğrenci erteleyebiliyor. Bu erteleme durumu son an da hesaplayamadığımız diğer eksiklerle birleşince altından kalkması zor bir sürece girilebiliyor. Ayrıca konuların bitiminden sonra yeterli sorunun çözülmemesi, deneme sınavlarından kaçınma, konuların ders sırasında dikkatli dinlenmeyerek sonradan aynı konuya çalışılması, ön yargılı yaklaşımlar ve yanlış çalışma alışkanlıkları konusunda ısrarcı olunması gibi nedenleri sıklıkla yapılan hatalardan sayabiliriz. Bu hatalardan kaçınmaya yönelik planlamaların yapılması gerekiyor. Bunu nasıl sağlayabiliriz? Öncelikle konuların şeklen değil içerik olarak tam anlamıyla bitmesi önemlidir. Konu çalışıp yeterli soru çözmeden bir an önce bitsin mantığı ile ilerlemeden soruların çözülmesine öncelik verilmelidir. Ayrıca yine yapılan en yaygın hatalardan bir tanesi de çok iyi anlamış dahi olsak bitirdiğimiz konu ile ilgili tekrarların ve hatırlama amaçlı soru çözümlerinin düzenli olmamasıdır. Pek çok kişi bitirdiği konuya daha sonra hiç dönmemektedir. Bu hataların öncelikle tespit edilmesi ve gidermeye yönelik yapılabilecek çalışmaların belirlenerek bir plan oluşturulması önemlidir. Çalışma planı oluştururken daha net daha detay ifadeler kullanılmalıdır. Örneğin, “Fen bilimleri çalışacağım” değil. “Fen bilimlerinden “Mevsimler” konusunun tekrarı”, gibi ifadelere yer verilerek yapılacak tüm çalışmaların, tekrarların ve soru çözümlerinin belirlenmesi gerekiyor. Bu hatalardan kaçınırken stres ve kaygılarımız ile baş etmeyi de öğrenmeliyiz. Sınav stresine neden olan pek çok olay vardır. Pek çok gelişme stres düzeyimizi artırabilir. Ancak genelde sınav stresini incelediğimizde belli bir programı ve düzeni olmayan, sistemli çalışmayan, neye nasıl ve ne zaman çalışacağını bilmeyen öğrencilerde stres düzeyindeki artışın daha fazla olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Her şeyi tam, hiçbir eksiği olmayan öğrencilerde de sınav yaklaştıkça stres düzeyinde artış gözlemlenebilir. Bu durum normaldir. Peki stresimiz arttığında ne yapmalıyız? Nasıl baş etmeliyiz? Öncelikle eğer belirleyebiliyorsak strese neden olan somut olay veya kişileri belirlemeli ve mümkün olduğunda o olay ve kişilerden uzaklaşmaya çalışmalıyız. Eğer stres kaynağı plansızlık ise bu konuda rehberlik birimlerinden destek isteyebilirsiniz. Ancak en etkili baş etme yöntemlerinden birisi de sınav sonucuna odaklanmamalıyız. Belki bu durum kolay değildir. Ancak sınav sonucuna ilişkin oluşturduğumuz “ya olmazsa” senaryolarının bize hiçbir etkisi ve katkısı olmayacaktır. Sınav öncesi çalışmalarımıza ve başarımızı artırmaya dönük çalışma yollarına odaklanarak stres düzeyimizi azaltabiliriz. Sınav öncesinde düzenli çalışmalarımıza, beslenme ve uyku düzenimizin korunmasına ve olumsuz ifadelerde bulunmayan bize kötü hissettirmeyen ve motivasyonumuzu bozmayan kişilerle zaman geçirmeye veya çalışmaya özen göstermeliyiz. Sınav esnasında ise sakin olmalıyız. Artık bir yıl boyunca yaptığımız çalışmaların sonucunu elde etmeye dönük elimizden geldiğince mücadele edeceğimiz konusunda kendimize telkinlerde bulunmalıyız. Sınav sırasında da gerginlik ve kaygı durumlarımızda artış olduğunda o an soruyu bırakıp derin bir nefes almalı ve birkaç dakika rahatlamaya çalışmalıyız.
LGS’de ders bazlı olarak baktığımızda Türkçe den sözcük, cümle anlam ve paragraf ile ses bilgisi, yazım kuralları ve noktalama işaretleri konusunda sorular ağırlıklı gelmektedir. Matematikten problemler, rasyonel sayılar, üslü ve köklü sayılar ile denklem kurma konularına bakmak önemlidir. Buralardan soru çıkma ihtimali yüksektir. Son aylarda özellikle bu ve benzer konulardan eksiklerimizin kapatılması gerekiyor. Ayrıca son aylarda ne kadar çalışmalıyım? Sorusu kişiye göre değişkenlik gösterecektir. Ancak denemelerin sıklaştırılması, analizlerinin yapılması, konu tekrarları derken ortalama günlük 8 saat çalışılabilir. Çalışmalarımızı düzenli ilerletip, yıl içinde yapmamız gerekenleri zamanında yaptığımızda ve tekrarlarla sorulara ağırlık verdiğimizde belirsizlik ve tehdit durumunu ortadan kaldırmış oluruz. Belirsizlik ve tehdit durumlarının ortadan kalkması LGS sınav kaygısı yönetimine de olanak tanıyacaktır.