Her öğrencinin en öncelikli amacı kaliteli bir eğitim ve daha güzel bir geleceğe sahip olmaktır. Bunun içinde öğrencilik hayatı boyunca pek çok aşamadan, sınavlardan geçmesi gerekiyor. Bu sınavların belki de en kritik ve önemlisi Liselere Geçiş Sınavıdır. Bu sınav sadece lise kazanmak olarak ele alınmamalıdır. Aslında bu sınav dönemini sağlıklı yürütebilir ve doğru planlayabilirsek pek çok kazanımı da elde etmiş oluruz. Nedir bu kazanımlar? Öncelikle planlama yapmayı öğrenmek, zamanı yönetmek, hedef belirleyebilmek ve bu hedefe yönelik somut adımlar atabilmek, sınav stres ve kaygısı ile baş edebilmek gibi pek çok açıdan hayatımızın büyük bir bölümünde karşımıza çıkması olası durumlarla erken karşılaşıp bu durumlar karşısında bir refleks gösterebilmek, baş edebilmeyi öğrenebilmek açısından da incelendiğinde bizim için ayrı bir öneme sahip oluyor. Her sınava olduğu gibi bu sınava hazırlanırken de planlı olmaya özen gösterilmesi gerekiyor. Nedir planlı olmak? Neyi ne zaman ve nasıl çalışacağımızın belli olmasıdır. Bu planlamaları yapmak bizim hem ders başarımızı ve dolayısı ile sınav başarımızı olumlu etkileyecek hem de kendimize zaman ayırmamıza ve hayatımızın tamamen sınav odaklı olmasını engelleyecektir. Yapılan planlarda kendi bilgi düzeyimiz, eksik konularımız, günün hangi zaman diliminde çalışma yapabileceğimiz ve çalışabileceğimiz yoğunlukta olmasına dikkat etmek verimi artıracaktır. Planın yoğun değil işlevsel olması, “bize göre” olması çok önemlidir. Aksi halde yapılan planın uygulanma şansı çok zayıftır. Ayrıca planlamaları oluşturmadan önce içerikte dikkat etmemiz ve her oluşturduğumuz planda rutin olmasına özen göstermemiz gereken bir noktada pekiştirmelerin yani tekrarın planımızda yer almasıdır. Tekrar ve soru çözümleri ne kadar yoğun olursa konu hakimiyeti ve başarısı o derece artar.
Sınavlarda başarılı olan öğrencilerin çalışmaları incelendiği zaman etkili çalışma planı oluşturduklarını rahatlıkla görebiliriz. Çalışma planının kişinin kendi durumuna uygun hazırlanması başarı düzeyinin de artmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda sınav sürecinde en çok yaşanan problemlerden biri olan zaman yönetiminin sağlanmasında da ciddi katkılar sunmaktadır. Sınava hazırlanan pek çok aday çalışmak istemesine rağmen çalışmak için yeterli zaman bulamadıklarını belirtmektedirler. Bu durum çalışmak için var olan sınırlı zaman diliminin de verimsiz kullanılmasına neden olmaktadır. Peki bu nasıl aşılır? Bu sorunun cevabı da şüphesiz etkili bir çalışma programı hazırlamak olacaktır. Hazırladığımız program bizi çalışmayla ilgili tereddüde düşürmez. Hangi derse başlasam? Hangi dersten konu çalışsam? Hangi dersten soru çözsem? Benzeri düşüncelerle cebelleşmeden planladıklarımızı doğrudan uygulama şansı verir. Bu nedenle çalışma planı oluşturmak pek çok açıdan bizlere katkı sunmaktadır.
Çalışma programı oluşturmak için öncelikle bir hazırlık dönemine ihtiyacımız vardır. Yani kısa ve uzun vadeli hedeflerimizi belirleyerek bu hedeflere ulaşmak için yapılması gereken çalışmaların belirlenmesini içerir. Kısa vadeli hedeflerimizi belirlerken daha çok haftalık veya birkaç haftalık planlamalar yapabiliriz. Bu birkaç haftalık veya aylık planlamalarda öncelikle hangi dersten nereleri ele almalıyız? Hangi konulara ağırlık vermeliyiz? Bu belirlemeleri yapmalıyız. Bu adımları belirledikten sonra hangi ders veya konu için nasıl bir çalışma stratejisi uygulamamız gerektiği konusunda plan yaparak belirlediğimiz konu hedeflerini haftalık ve günlük hedefler olarak çalışma zamanımıza göre yaymalıyız. Bu hedefleri belirlediğimiz gün ve haftada bitirebilmek için yaptığımız planın uygulanabilir olması gerekiyor. Anlık istek ve motivasyonlarımızın etkisi ile uygulamakta zorlanacağımız bir plan hazırlarsak çalışma motivasyonumuzun etkisi de kısa süreli olur. Kısa vadeli hedeflerimizin yanında uzun vadeli hedeflerimizin de belirlenmesi gerekiyor. Uzun vadeli hedeflerimiz (bir yıl, üç yıl, beş yıl) ne kadar gerçekçi ve tutarlı olursa kısa vadeli hedeflerimize ulaşmamız ve o hedeflerin gerçekleştirilme potansiyeli de artar. Hedef belirlerken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir noktada kendimize zaman ayırmayı ihmal etmememizdir. Planlamalarımızda dinlenmeye ayrılması gereken zamanları belirleyip planımıza eklemek ve bu süreyi ders dışı aktivitelerle geçirerek moral bulmak, motivasyon tazelemek önemlidir. Programlarımızda öncelikle çalışmaya ayıracağımız zamanları planlamalı ve yine kendi durumumuza göre hangi gün veya aralıkta kendimize zaman ayırmamız gerekiyorsa o kısmı ders dışı etkinliklere ayırabiliriz. Ayrıca ders çalışırken mola sürelerimize dikkat etmeli ve belirlediğimiz standart sürenin dışına çıkılmamasına özen gösterilmelidir. Çalıştıktan sonra kısa bir mola verip tekrar dersin başına geçmek çalışma disiplini ve sürdürülebilirliği için önemlidir. Mola sürelerinde tutarsızlık veya düzensizlik olması çalışma verimini etkiler. Çalışma odağımız dağılır ve bu durum isteksizliğe neden olabilir.
Çalışma süresince molalar veya kendimize ayıracağımız zamanlar genelde sıkıntılı bir hal alabiliyor. Bu durum pek çok öğrencide vicdani olarak rahatsızlığa sebep olabiliyor. Kendisini suçlu hissedebiliyor. Sürekli, hiç ara vermeden, kendisine hiç zaman ayırmadan ders çalışması gerekiyormuş gibi hissedebiliyor. Fakat çalışmaların verimi ile kendi öz bakım ve ihtiyaçlarımızın karşılanması arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu nedenle zamanı doğru planlarsak dinlenmeye veya ders dışı etkinliklere ayırdığımız zamanlar bizim için sorun olmazlar. Zaman yönetimi ile hem sosyal dünyadan kopmadan yaşamak hem de başarılı olmak mümkündür. LGS zaman yönetimi için bir strateji geliştirdiğimizde bunun başarıya ulaşmasını istiyorsak “erteleme” alışkanlığımız varsa ondan vazgeçmeliyiz. Erteleme çalışmanın önündeki en önemli faktördür. Çalışmayı engelleyen, zaman yönetimini başarısız kılan ve planlamalara uyulmasını engelleyen bir etkisi vardır. Bu nedenle zamanı planlarken bizi bölebilecek, odaktan uzaklaştırabilecek ve varsa çalışmamıza engel özel bir durumumuz tüm bunların belirlenip uygun bir planlama yapılmasına dikkat etmek önemlidir.
Zaman yönetimini sağlayacak bir planlama yaptıysak şimdi iş çalışmak için uygun bir ortamın oluşturulmasına ve kullanılması gereken araç gereçlerin belirlenmesine geliyor. Çalışma ortamını planlarken dikkat edilmesi gereken pek çok nokta vardır. Ama bazılarına özellikle dikkat edilmelidir. Örneğin, odanın havalandırmasının olup olmaması, güneş görüp görmemesi, dikkat dağıtıcı uyaranlara maruz kalınma durumunun olup olmaması gibi başlıklar çok önemlidir. İnsan temiz, ferah ve havalandırılmış ve gürültüden uzak bir ortamda yapılan çalışmalar her zaman daha verimli olmaktadır. Öncelikle bulunduğumuz ortamın bizim hazır bulunuşluk düzeyimizi etkilemesi ve bu konuda isteğimizi artırması gerekiyor. Çalışma odasının genel düzeni dışında çalışma masamızın çalışma sırasında çalışmayı engelleyici nitelikte olmaması gerekiyor. Çalışmalar sırasında sık sık bölünmeler olabiliyor. Bu bazen gerçek bir ihtiyacın giderilmesi için olabilirken bazen de çalışma sırasında masadan kalkmak için çeşitli bahanelere gerekçe olabiliyor. Bu nedenle çalışma masamızda su, saat, kalem, silgi not defteri, o gün çalışmayı planladığımız derslere ait materyaller, dokümanlar, notlar, vs. çalışma masasında yer alması çalışma bütünlüğü için önemlidir. Ayrıca çalışmalar sırasında saate bakma ihtiyacının telefondan karşılanmaması ve görebileceğimiz bir yerde saatin olması çalışma bütünlüğünün sağlanmasına katkı sunar. Yıl içerisinde çalışmaların yoğunlaşmasıyla mental yorgunluklar kendini gösterebilir. Bu durumlarda çalışma ortamlarının değiştirilmesi bazen etkili olabiliyor. Ayrıca çalışma ortamlarının çeşitli materyallerle desteklenmesi de verimlilik için önemlidir. Çalışılan dersin içeriğine göre o dersi destekleyici materyaller, görseller, haritalar, şemalarla çalışma ortamı zenginleştirilebilir. Yapılan araştırmalarda da beynin bilgiyi öğrenebilmesi için öncelikle öğrenme sürecinin keyifli hale getirilmesi, öğrenmenin çeşitli görsellerle, araç gereçlerle pekiştirilmesinin önemi ortaya çıkarılmıştır. Odamızda veya çalışma ortamımızda öğrendiklerimizi hatırlamamıza veya pekiştirmemize katkı sunabilecek çeşitli araç gereç ve materyallerden destek alabiliriz.
Verimli çalışabilmemizin bir diğer yolu da öğrenme yöntemlerimizin farkında olmak. Kendi öğrenme stilimizin ne olduğunu ve bu stili geliştirebilmeye yönelik çalışmalar yapmaktır. Öncelikle çalışma yöntemleri hakkında daha önce sınav kazanmış veya başarılı olmuş kişilerden nasıl çalıştıklarına ilişkin bilgi istediğiniz zamanlar olmuştur. Onlardan alınan bilgiler doğrultusunda çalışmaların planlandığı fakat her zaman da onlardaki gibi başarılı sonuca ulaşılamadığına şahit olmuşuzdur. Bunun nedeni nedir? Aynı başarı düzeyinin sağlanamamasının sebebi öğrenme stillerindeki farklılıklardır. Bir program eğer kişinin öğrenme stiline uygunsa verimli olur. Uygun değilse aynı yöntemleri izlemesi halinde bile başarılı sonuç vermeyecektir. Aksine zaman kaybına yol açtığı durumlarda olmuştur. Öğrenme stilimizi belirleyip bu stile uygun bir plan oluşturabilirsek çalışmalarımızın daha verimli olmasını sağlayabiliriz. Her öğrencinin kendine özgü çalışma stilinin olması olağan bir durumdur. Bizim bu stili keşfetmek için çalışmamız ve gerekli desteği almamız önemlidir. Kendimize uygun çalışma stilini bulduktan sonra çalışma planımızı yeniden hazırlamalı ve bizim için en uygun çalışma yöntemine programımızda yer vermeliyiz. Öğrenmede yöntemimizi belirleyip buna uygun planlama yaptıktan sonra duyu organlarımızı sürece dahil edeceğimiz çalışmalarımızın olmasına da önem vermeliyiz. Yani görsel ve işitsel uyaranlar başta olmak üzere diğer duyularımızı öğrenme sürecine dahil edebilecek etkinliklere yer vermeliyiz. Görsel ve işitsel materyallere çalışma ortamımızda yer verdikten sonra çalışacağımız konulara göre tekrar kısmını bu materyallerden destek alarak yapabiliriz. Zihnimiz öğrenme işlemi gerçekleşirken görsel ve işitsel materyalleri daha çabuk algıladığı gibi bu materyaller kullanılarak öğrenilen bilgilerin hatırlanması da kolay olmaktadır.
Sınav hazırlık sürecinde yapılan en büyük hatalardan biri konu takibinin düzenli ve olması gerektiği zamanlarda yapılamamasıdır. Bunun için ders sırasında konuların anlatımını yakından takip etmeli, odaklı dinlemeli ve gerekli notlarımızı almamız gerekiyor. Dersi ders anında dinleyip notların zamanında alınması ve konu takibinin yapılması bizim zaman kaybı yaşamamızı engeller. Anlatılan bir ders eğer o an dinlenmiyor, not alınmıyorsa aynı konuyu daha sonra tekrar dinleme zorunda kalacak ve ders için ciddi bir zaman kaybı yaşamış olacağız. Derste konu takibi yapmak ve ardından tekrar notlara göz atmak başarınıza çok ciddi katkılar yapacaktır. Pek çok başarılı öğrencinin ortak iki özelliği vardır. Bunlardan birincisi dersi ders anında dinlemeleri diğeri de pekiştireçlere yani soru çözümlerine ve yanlışların geri dönüşlerini anında almaya çalışmalarıdır. Pekiştireçler düzenli olarak kullanıldığında öğrenilen bilgiler daha kalıcı hale gelir ve bu bilgilerin öğrenilmesi öğrenenlerde güzel bir motivasyon sağlar. Yapabileceklerine olan inançları artar. Tekrarların belli tekniklerle yapılması önemlidir. Tekrarlar yapılırken öncelik vermek önemlidir. Yani ders veya konu biter bitmez zaman geçmeden tekrarının yapılması önemlidir. Yapılan bir araştırmaya göre öğrenilen bilgilerin unutulma hızının en fazla olduğu aralık ilk 2 saat içindedir. Bu nedenle ders veya konu çalışmasının bitimi ile kısa bir mola vererek ve yeni konuya geçmeden bitirilen konunun tekrarının yapılması önemlidir. Tekrarlarda belli aralıkların belirlenmesi de önemlidir. Yani tekrar için bir plan yapılabilir. Konunun büyüklüğüne, zorluk düzeyine göre günlük, haftalık veya aylık şeklinde yapılabilir. Tekrar, sözel tekrar şeklinde olabileceği gibi soru çözümü ile de olabilir. En verimli tekrar yöntemi soru çözüm stratejileri geliştirerek ilerlemektir.
Sınavda konu çalışmak, LGS konu anlatımı videoları izlemek, soru çözmek eksiklerimizi kapatmamıza ve konuların pekiştirilmesine, pratik kazanmamıza neden olur. Fakat deneme çözmek netlerimizi artırır. Sınav hazırlık süreçlerinin en kritik aşamaları deneme sınavlarıdır. Deneme sınavı çalışmalarımızı değerlendirme, eksiklerimizi daha net ve objektif şekilde ortaya çıkarma ve yapacağımız planlamada içerik olarak neye ne kadar zaman ayrılacağı konusunda bizlere bilgi verecektir. Deneme sınavı aynı zamanda zaman yönetimini sağlama, çeşitli teknikleri uygulama ve hız kazanma için gerekli olan çalışmaların yapılmasına olanak sağlar. Deneme sınavları aynı anda öğrenilen konunun tüm ünitelerini tekrar etme şansı verir. Deneme sınavının bu kadar çok katkısı varken neden bizi korkutur? Deneme sınavları bazen sınav hazırlık öğrencisi için bir kaygı unsuru olur? Çalıştığımız halde denemelerden istediğimiz başarıyı sağlayamıyor muyuz? Ya da denemeden nasıl maksimum fayda sağlarız? Deneme sınavları ile ilgili olarak ilk önce sınava ilişkin algımızı değiştirmeliyiz. Denemeleri eksik tespiti ve eksik kapatmada bir fırsat olarak görmeliyiz. Deneme sınavı sonrası yanlış yaptığımızda olumsuz düşünceler yerine bir hatamı daha gördüm ve bunu düzelteceğim düşüncesi ile yaklaşmalıyız. Bu tutum ve düşünce bizi rahatlatacak ve denemelere karşı ön yargımızı kıracağından zamanla başarı düzeyimizi de artıracaktır. Denemelerden üst düzeyde faydalanabilmek için öncelikle deneme sonrası deneme sınavının analizini yapmalıyız. Bu analizde elde ettiğimiz verileri LGS çalışma rehberi oluşturarak planımızla bütünleştirmeliyiz. Yani eksik konuları planımıza eklemeliyiz. Eğer zamanımızı yönetmekte zorlanıyorsa ve deneme sınavı gereğinden uzun sürüyorsa zaman yönetiminde bize katkısı olabilecek taktikleri uygulamaya başlamalıyız. Örneğin soruda gereğinden fazla zaman geçiriyor veya oyalanıyorsak turlama yöntemini kullanmalı ve deneme sınavında bu yöntem sayesinde netlerimizi artırmayı denemeliyiz. Bu yöntemleri uygulamaya koyduğumuzda deneme sınavlarında daha yüksek performans gösterebiliriz. Deneme sınavlarına ilişkin sıklıkla yapılan bazı hatalar var. Bu hatalar genelde deneme sınavını erteleme, sınav sonrası analiz yapılmaması, sınavın yeterince ciddiye alınmaması, sınav sırasında optik forma işaretlemenin yapılmaması, hatalarımızın olması halinde bu hatalar sonucunda kendimizi ve başarımızı sorgulayarak yıkıcı eleştiriler yapılması, eksiklerin giderilemeyeceğinin düşünülmesi sıklıkla yapılan hatalardandır. Bu hataların giderilmesi önemlidir. Bu nedenle deneme sınavlarını planımıza eklemeli ve belirli periyotlarla her hafta belirlediğimiz günlerde yapmalıyız. Sınava yakın zamanlarda sayı artabilir. Eksiklerin giderilmesi için ertelemeden hemen harekete geçmeliyiz. Tespit ettiğimiz eksik konuların hemen giderilmesi için bir planlama yapılmalıdır. Bu planlamalarında hayat geçirilmesinde aceleci olmalıyız.
LGS hazırlıkta etkili bir LGS çalışma teknikleri programı geliştirmek için çalışma zaman aralığı, çalışma yoğunluğu ve eksiklerin tespit edilip belirlenerek programa eklenmesi gerekmektedir. Ayrıca yapılan planlamanın uygulanabilir olması ve süreklilik sağlaması önemlidir. Ne çok basit ne de çok yoğun ve uygulanabilirlikten uzak olamamalıdır. İçinde bol tekrar ve soru çözümlerine yer verilmelidir. Yapılan çalışma programlarının etkili olabilmesi için çalışma planının her hafta incelenerek güncellenmesi ve elde edilen verilerin yeni plana dahil edilmesi önemlidir. Çalışmaların yanında motivasyonunda korunması ve yükseltilmesi önemlidir. Bu nedenle kendimize zaman ayırmalıyız. Ayırdığımız zamanı planlamalı ve bu süre içinde keyif alabileceğimiz etkinliklerle zaman geçirmeliyiz. Kendimize zaman ayırmadığımızda stres düzeyimiz artar ve sınav anında kaygı düzeyimiz yükselir. Kaygılarımız arttığında daha önceden öğrendiğimiz bilgileri sınav anında hatırlamamız zorlaşır. Bu durumda sınavda yüksek performans göstermemizi engelleyebilir. Kaygılarımız ile baş etmek mümkün. Öncelikle şu unutulmaması gereken nokta, kaygı ve stresin normal olduğu ve her insanda olduğu ve sınavda da belli oranda kaygıların olmasının korkulacak bir şey olmadığının bilinmesi gerekiyor. Kaygı düzeyi en fazla sınav öncesi dönemde özellikle sınava az bir zaman kala artmaktadır. Bu durumda olumsuz düşüncelerin etkili olduğu bilinmektedir. Bunun için öncelikle sınav anında ya yapamazsam? Ya başaramazsam? Gibi düşünceleri aklımıza getirmememiz gerekiyor. Bu düşünceler bizi ders odağından uzaklaştırdığı gibi kaygı düzeyimizi artırır ve çalışmalarımızın artık daha verimsiz hale gelmesine neden olur. Ne sınav anını ne sınav sonrasını sadece şu an içinde bulunduğumuz zaman üzerine düşünmeliyiz. Ben ne yapabilirim? Neler yapmam gerekiyor? Şu an ne yapıyorum? Odağımız bu sorular olmalı ve elimizden geleni yapmaya özen göstermeliyiz. Çalışmalarımızda hatalarımızın olabileceğini ve yanlış yapmanın da bu sürecin bir parçası olduğunu kabullenirsek kaygı düzeyimiz daha da azalacaktır. Ayrıca beslenme ve uyku düzeni de kaygı düzeyinin artmasında veya azalmasında etkilidir. Özellikle sınava az bir zaman kala yemek ve uyku saatlerimizin belli bir düzene oturtulması önemlidir. Aksi halde sınav günü çeşitli sıkıntı ve strese neden olabilir. Bu durumda sınavda istenilen başarının gösterilmesini engeller. Sağlıklı beslenme ve düzenli uykuya önem vermeliyiz. Hepinize çalışmalarınızda başarılar dileriz.