YKS ye hazırlanan üniversite adaylarının pek çoğu AYT sınavına nasıl çalışacakları konusunda kararsızlıklar yaşayabiliyorlar. Bazen AYT sınavına yeterli önemin verilemediğini gözlemliyorum. AYT yani alan sınavı sınav sonucu üzerinde doğrudan etkisi olan ve sınavın bütünde %60 lık bir etkiye sahip olan son derece önemli bir sınavdır. Yapılan bir netin binlerce on binlerce kişiyi elemenizi sağlayacak kadar önemli bir sınavdır. Sınav sözel, eşit ağırlık, sayısal ve dil alanlarından oluşan bir sınavdır. Sınavda tek kitapçık gelmekte ve her bir alan kendi alanına ait soruları çözmelidir. Sadece YDT yani yabancı dil sınavlarına girecek olan dil grubu öğrencileri için ayrıca ve seçtikleri dilden oluşan özel bir kitapçık gelmektedir.
Sözel bölümlerin Türk Dili ve Edebiyatı – Sosyal Bilgiler – 1 ve Sosyal Bilgiler – 2 testlerini, eşit ağırlık gruplarının Türk Dili ve Edebiyatı – Sosyal Bilgiler – 1 ve Matematik testlerini, sayısal gruplarının Matematik ve Fen Bilimleri testlerini çözmeleri gerekmektedir. Her bir alan için toplamda 80 soru ve 180 dakikalık bir süre vardır. Bu sınav 4 yanlışın bir doğruyu götürdüğü çoktan seçmeli sınavdır. Sınavı genel hatlarıyla tanıtmış olalım.
Her sınavda bir hedefin olması gerekir. Hedef belirlemeden sınavlara hazırlanmak pek mümkün değildir. Hedefsiz girilen yolda çalışmaların sürekliliğinin olması da mümkün değildir. Hedef belirlemeliyiz ki bu hedefe yönelik bir plan yapmamızda kolay olsun. Sınav kazanmanın temelinde planlama yatar. Başarılı olan hiçbir aday plansız bir çalışma sonucu başarıyı elde etmiş değildir. Plan yapmak hedeflerimize ulaşmamızda etkili olduğu gibi çalışmalarımızın düzene girmesine neden olur. Çalışmaya başladığımızda zaman zaman nereden hangi dersten başlayacağımızı, konu mu, soru mu çözeceğimize karar veremeyebiliriz. Bu nedenle çalışma masasında oyalanır ve çalışmaya başlayınca da bir derse başlayıp onu bitirmeden başka bir derse geçebiliriz. Tüm bunlar çalışmalardaki verimi düşüreceği gibi ciddi bir zaman kaybına da sebep olmaktadır. Planlı çalışmak zaman kaybının önüne geçer. Zamanı en faydalı şekilde kullanabiliriz. Ayrıca sınav süreci boyunca ders dışında başka aktiviteler yapamamaktan veya yaparken huzursuz olmaktan bahsedilir. Ancak doğru bir planlama yaparak kendimize de vakit ayırabilir ve hoşlandığımız etkinlikleri yapabiliriz. Bunları yaparken de derslerden geri kalmamış her şeyi bir plan dahilinde ilerletmiş oluruz. Planlı çalışmak çalıştığımız konunun zihnimize tam anlamıyla yerleşmesinde ve bilgiyi öğrenmede de etkili olur. Tekrarların, soruların, denemelerin içinde yer aldığı bir planın bizi başarıya götürmemesi neredeyse imkansızdır. Planlarımızı oluştururken ders çalışma programlarını günlük ve haftalık olarak ayarlamalıyız. Bunun içinde ders ve konu bazlı kendimize hedef belirlemeliyiz. Belirlediğimiz hedefleri günlere dağıtarak çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Sonrasında her hafta hedeflerimize ne kadar ulaştığımız konusunda bir değerlendirme yapmalı ve bu değerlendirme sonucuna göre hazırladığımız programı güncelleyebiliriz. Programı hazırlamak, uygulamak önemlidir. Ancak programın değerlendirilmesi ve analiz edilmesi de son derece önemli bir noktadır. Programın değerlendirilmesi sırasında belirlediğimiz haftalık hedefler gerçekleştirilmezse bu hedeflere ulaşamama nedenlerini mümkünse not almalı ve bu notları yeni programı oluştururken kullanmalı ve bir önceki haftadan kalan eksiklerimizi tamamlamak için yeni programa eklemeliyiz. Planımızın bireysel olması önemlidir. Bireysel program kendi mevcut durumumuza uygun, yapabileceklerimizin yer aldığı bir plandır. Planlı çalışma süresince çalışma ortamımızda dikkat dağıtıcı unsurlardan uzaklaşmak gerekiyor. Çalışma ortamımızın mümkün olduğunca sade olmalı, planlarımızda yer alan derslere ait konu ve soru bankalarının olduğu kaynaklara yer verilmelidir. Ayrıca çalışma ortamının fiziksel olarak da uygun koşullara sahip olması gerekiyor. Isı ve ışık alan, temiz bir ortam olmalıdır. Dikkat dağıtıcı unsurların başında gelen telefonlardan çalışma süremiz boyunca uzak durmaya ve ihtiyaç dışı kullanmamaya özen göstermeliyiz.
Öncelikle konu analizleri yapmalıyız. Hangi konularda ne durumdayız? Eksik konularımız nelerdir? Bu eksiklikleri gidermek için ne yapabiliriz? Bu konuların planlamada yer alması önemlidir. Belirlediğimiz hedeflere ulaşırken önceliğimiz eksiklerimizin giderilmesi gerekiyor. Eksiklerimizi önceliklendirmeli ve bu eksiklikleri gidermeden ilerlememeliyiz. Aksi halde konuları yarım bırakmış ve bu yarım konularla deneme sınavlarında yeterli bir sonuç elde edemeyebiliriz. Bazen konuları bir an önce yetiştirme çabasıyla eksik kaldığımız yerlere sonradan dönerim düşüncesiyle yeteri kadar önem vermeyebiliriz. Veya çalışma isteğimiz olmayabilir. Konudan sıkılmış olabiliriz. Ancak bu tür durumlarda çalışmayı bırakmamalı ve yeni konuya geçmeden önce mevcut eksikleri gidermeliyiz. Ayrıca konu eksiklerini belirledikten sonra onlara programda yer verirken programın tamamen eksik konulardan oluşmaması gerekiyor. Yani konu eksiklerimizi giderirken mevcut işlenen konuları da takip etmeliyiz. Aksi halde bir yeri kapatmaya çalışırken yeni eksiklerin oluşması kaçınılmazdır. Konu anlatımlarını dikkatli dinlemeli ve konu anlatımları bittikten hemen sonra tekrarı kısa bir tekrar yapmalıyız. Unutmaların en fazla olduğu zaman dilimleri konu anlatımlarından sonraki ilk iki saatlik süre içinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle konu tekrarına ayırdığımız zaman çok önemlidir. Konu anlatımlarında odaklı dinlemek ve sonrasında tekrar yapmak önemlidir. Tekrarın kalıcı olabilmesi için bunun pekiştirilmesi gerekiyor. Pekiştirmelerin en etkilisi ve kalıcı olanı soru çözümleridir. Özellikle örnek soru çözümlerine ağırlık vermek önemlidir. Soru çözümleri sırasında sorunun çözüm aşamalarını adım adım dinlemeli ve bağlantı noktalarını, mantığını iyi anlamalıyız. Örnek soru çözümleri sonrası çözülen soruları tekrar kendimizin çözmesi faydalı olacaktır. Soru çözümlerini yaparken özellikle anlamadığımız konulardan çözerken veya yanlış yaptığımız soruların çözümlerine bakarken o an anlasak bile sonradan ben zer soru tiplerinden bol soru çözmeliyiz. Soru çözümleri sırasında soruyu anlasak dahi sonrasında konunun pekiştiğine inana kadar belli aralıklarla çözmeye devam etmeliyiz. Bu soruları çözerken veya konulara çalışırken akılda kalıcı öğrenme tekniklerine başvurmak işimizi kolaylaştıracaktır. Öğrenme işlemi ne kadar keyif alınarak yapılırsa o kadar uzun süreli olur. Öğrenmenin kalıcı olabilmesi için uygulanabilecek pek çok yöntem vardır. Ancak burada da bireysellik ön plana çıkmaktadır. Bu bireysellik hangi öğrenme yaklaşımının bize uygun olabileceğinin belirlenmesinde etkilidir. Kalıcı öğrenme tekniklerinden görsel, işitsel yollarla öğrenme, kavram haritaları ve karikatürize etme gibi farklı ve çeşitli yollarla öğrenmenin kalıcı hale gelmesi sağlanabilir. Bunun için kendi çalışmalarımızda başarılı olmamızda etkili olan yöntemleri fark etmeliyiz. Örneğin bir öğrenci yazarak çalıştığında kolaylıkla öğrenebilirken başka bir öğrenci de dinleyerek öğrenebiliyor. Bu yöntemler herkeste farklılık gösterebilir. Bunun için öncelikle kendimiz için en uygun olan yöntemi belirlemeliyiz. Eğer bunu bilmezsek başkalarından aldığımız tavsiyelere göre çalışma sürdürdüğümüzde aynı oranda başarı gösteremeyebiliriz. Bu da bizim için bir zaman kaybıdır.
Sınavları kazanan adaylara nasıl çalıştıklarını sorduğumuzda söyledikleri şey, bol soru ve deneme çözümü yaptıklarıdır. Soru çözümünde etkili AYT soru çözüm teknikleri yollarını kullanmak önemlidir. Etkili soru çözüm ve çalışma stratejisi geliştirebilmek için öncelikle hangi tür sorularda hata yaptığımızı belirlemeliyiz. Bir dersin bir konusundan yanlış soru çözdüğümüzde bile o yanlışın hangi konunun alt başlığı olduğuna bakmalıyız. Aynı konu içinde pek çok alt başlıklar olabiliyor. Siz bir konunun genelini bilseniz bile bazen atladığınız küçük noktalardan gelen soruları kaçırabilir ve bu soru tipinin sınavda gelmesi halinde ciddi bir kayıp yaşayabiliriz. Bu tür istenmedik durumlara yer vermemek adına öncelikle yanlış sorunun hangi konudan olduğunu belirlemeli ve belirlediğimiz konunun hangi alt başlığına ait olduğuna bakarak soruyla ilgili kısa bir tekrar yapabiliriz. Soruyu çözdükten sonra aynı sorunun birkaç gün sonra yeniden çözülmesi ve o soru tipinin iyice yerleşene kadar benzer sorularında çözülmesine dikkat etmeliyiz. Bunu bir çalışma alışkanlığımız haline getirirsek çok daha iyi olacaktır. Bu şekilde yapılan çalışmalar sınavlarda netlerimizin artırılmasında etkili olan çalışmalardır. Bu şekil çalışmalar aynı zamanda pratikliğimizi artırdığı için sınav sırasında hız kazanmamıza yardımcı olur. Sınavlarda pratik olmak önemlidir. Çünkü zamanı yönetebildiğimiz oranda sınavlarda başarımızı sağlarız. Pek çok adayın yaşadığı sorunlardan birisi de sınav sırasında zamanı etkili kullanamamaktır. Sınav sırasında zamanı etkili kullanmak için bazı noktalara dikkat etmeliyiz. Öncelikle bu konuda yapılan yanlışlardan bahsedelim. Öncelikle sorularla inatlaşıyor ve gereğinden fazla zaman ayırıyoruz. Bir soruyu yapamayınca o soruya uzun zaman ayırıyor ve hem moralimizi bozuyor hem de zaman yönetimini sağlayamıyoruz. Sorularda turlama yöntemini kullanmıyoruz. Turlama yöntemi nedir? Turlama yöntemi sınav sırasında yapmakta zorlandığımız ve sonra dönmemiz gereken soruların yanına bir işaret koyarak o soruyu geçerek diğer soruyu çözmeye çalışmak. Sınav sonunda da zaman kalırsa yanına işaret koyduğumuz sorulara geri dönüş yapıp daha rahat çözmektir. Başka bir hata ise sınav sırasında soruları tam çözmeden diğer kısımlardaki sorulara bakmak ve orada oyalanmak. Bu konularda bir değişim olduğunda zaman yönetimi kullanımımız daha etkili olacaktır. Yani sorularla inatlaşmamalı, turlama yöntemini uygulamalı ve sürekli sayfa çevirip soruların zorluk düzeyine bakma gibi davranışları sınav sırasında göstermemeliyiz. Aksi halde bildiğimiz soruların büyük bir kısmını zaman yetmeyeceği için riske atmış oluruz. Artık sınavlar yapı itibariyle anlam bilgisi sorularını içerdiği için hangi ders olursa olsun soruda istenenleri yapabilmek için soruyu anlamalıyız. Anlam bilgisi artık sınavlarda öne çıkan bir nokta olmuştur. Bu nedenle özellikle paragraf tipi sorularda metnin anlaşılması ve yorumlanması önemlidir. Metinleri hem anlayıp yorumlama hem de bunları belli bir süre içinde zaman kaybı yaşamadan yapmak gerekiyor. Paragraf tarzı sorularda zaman kaybedenler veya bu konuda sıkıntı yaşayanlar varsa çeşitli destekleri alabilirler. Hızlı okuma kursu veya çeşitli anlama teknikleri hakkında bilgi toplayıp uzman kişilerden destek talep edebilirler.
Sınava hazırlık bilgi, disiplinli ve programlı çalışma ile mümkündür. Fakat bunlar dışında belki de en az bilgi kadar önemli olan bir nokta var. O da sınav psikolojisini yönetmektir. Bu özellikle son dönemlerde daha önemli hale gelmiştir. Pek çok aday sınav kaygısı nedeniyle nasıl bir yol izleyeceği konusunda endişeli ve kaygı yoğunluğunun artması nedeniyle de yeterli düzeyde başarı gösterememesinden yakınmaktadır. Sınav kaygısı baş edilebilecek ve üstesinden gelinebilecek bir kaygı türüdür. Ama öncelikle sınava hazırlık sürecinde yaşadığımız kaygıların normal olduğunu kabul etmemiz ve amaç olarak kaygıyı sıfıra indirme gibi bir çabamızın olmaması gerekiyor. Çünkü bu mümkün değil. Her insanda belli düzeyde kaygının olması gerekiyor. Kaygılarımız ile baş edebilmek için öncelikle kaygının sebebinin belirlenmesi gerekiyor. Yani biz sınav hazırlığında neden kaygılanıyoruz? Kaygılı bir yapıya mı sahibiz? Üzerimizde baskı mı hissediyoruz? Gerçekçi olmayan ve karşılayamayacağımızı düşündüğümüz hedeflerimiz mi var? yoksa çalışmalarımızın verimsizliğinden dolayı yapamamaktan mı korkuyoruz? Bu sorulara vereceğiniz cevaplar sizin kaygılarınız ile daha etkili bir şekilde mücadele etmenizi sağlayacaktır. Ancak genel hatlarıyla bakacak olursa kaygı düzeyimizi artıran durumlar mükemmeliyetçilik, başkaları ile kıyaslanma, plansız çalışma, hedef belirleyememe gibi etkenleri görebiliriz. Ama genel olarak kaygı sebebi çalışmalardaki düzensizlik oluyor. Plansızlık ve hazırlanan plana uymama veya çalışmaların verimsiz olması gibi pek çok sebep var. Kaygı belirsizliği sevmez. Dolayısı ile çalışma sürecinde yaşadığımız düzensizlikler bir gün dolu dolu bir gün az çalışma bize bir hedef çizmede ve hedefe ulaşacağımıza dair inanç oluşturmada pranga vurur. Düzenli ve uygulanabilir bir plan yaptığınızda çalışmalarınızın verimi artacak ve kaygı düzeyinizde azalma göreceksiniz. Tabi bunu olumlu düşünceleriniz ile beslemelisiniz. Kendinize sürekli başarısız olacakmış gibi bir düşünce ile eleştiri yöneltirseniz belli bir süre sonra yapacağınıza olan inancınızda kırılma yaşanabilir. Bu durumda hep olumsuz veya başarısızlığa değil yaptığınız ve başardığınız çalışmaları düşünerek kendinizi bu yönde telkin edebilirsiniz. Düşüncelerimiz davranışlarımıza yansır. Her davranışımız aslında düşüncemizin bir dışa vurumudur. Başaracağına inanan bir adayın çalışmalarına hazır bulunuşluğu da yüksek olur.
Sınavlara hazırlıkta sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir. Beslenmenin verim ve başarıdaki etkisi her geçen gün daha da anlaşılmaktadır. Zihnin çalışmasında beslenme ve beslenmede tercih edilen gıdaların önemine ilişkin çalışmalar mevcuttur. Bazı besinler biyolojik işleyişimize önemli katkı sunmaktadır. Sağlıksız, yağlı ve abur cubur gıdaların algılarımızı etkilediğine yönelik görüşler mevcuttur. Sağlıklı beslenerek bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve böylece kendimizi hastalıklardan koruyabiliriz. Bazen gece çalışmak için geç saatlerde zararlı besinler tüketilebiliyor. Bu durum hem şimdi hem de ilerleyen dönemlerde sağlığımızı ciddi anlamda tehdit etmektedir. Beslenme önerileri olarak, hafif, doğal, sebze, balık gibi yiyeceklere ağırlık verilebilir. Öneminin herkes tarafından bilindiği fakat en çok ihmal edilen bir diğer nokta ise uyku düzenidir. Uykularımızın belli bir düzende olması çok önemlidir. Bunu sadece sınav için düşünmeyin. Çocuk, genç, yetişkin veya yaşlı kim olursa olsun uyku düzeni olan insanlar daha mutlu ve algıları daha açık ve daha sağlıklıdır. Uykusu düzensiz olan pek çok kişide stres, gerginlik, geç ve zor anlama veya sebepsiz bir halsizlik, isteksizlik gibi durumlar görülebilmektedir. Sınav dönemlerinde genellikle en eğlenceli çalışma saati olarak gece çalışmaları gösterilir. Fakat bu her zaman bilindiği gibi fayda sağlamayabilir. Günün en verimli saatleri sabahın erken saatleridir. Bu saatlerde yapılacak olan çalışmalar bizim için daha verimli olacağı gibi günün en güzel şekilde kullanılmasını ve zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşanmamasına neden olacaktır. Sabah çalışmalarını alışkanlık haline getirmek gerekiyor. Ancak bu durum düzenli bir uyku ile mümkün olur. Yani gece geç yatıp sabah erken kalktığımız da yorgun ve bitkin olabiliriz. Bilim insanlarının tavsiye ettiği en verimli uyku saati gece 23.00 ile sabah 05.00 arasıdır. Bu zaman dilimlerinde vücudun daha iyi dinlendiğini ifade etmişlerdir. Uykusunu tam alan bir kişi uyandığında daha mutlu ve daha motive bir hale sahiptir. Ayrıca fiziksel aktivitelere de önem verilmesi gerekiyor. Vücut uzun süre hareketsiz kaldığında kan dolaşımı yavaşlayabilir. Masa başında uzun süreli hareketsiz çalışmalar duruş bozukluklarını, bel ve omuz ağrılarına yol açabilir. Günlük kısa süreli egzersizler, kısa mesafede olsa yürüyüşler önemlidir. Fiziksel aktiviteler olmadığında veya çok sınırlı kaldığında halsizlik ve yorgunlukta artabiliyor.
AYT sınavında yapılan en yaygın hatalardan birisi de deneme sınavlarına yeterince ağırlık verilmemesidir. Ya da deneme sınavı çözmek için tüm konuların bitmesini beklemektir. AYT yapısı gereği sınav gününe kadar çalışılabilecek ve konu tekrarlarının yapılabileceği bir sınavdır. Bu nedenle çalışmalarımızda AYT denemeleri için konuların hepsinin bitmesini beklememeliyiz. Deneme sınavlarına programlarımızda yer vermeli ve özellikle son ayları da beklememeliyiz. Bazen AYT müfredatından bazı konuların bekletilip son aylarda halledilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu durum son derece sakıncalıdır. Çünkü AYT sınava tahmin edildiğinden daha fazla etki etmektedir. Konuların bilinçli olarak son zamanlara bırakılması büyük bir risktir. Bu riske her yıl girenler oluyor. Ancak süreçte hesaplamadığı yeni gelişmeler olduğunda sona bıraktığı konulara çalışamadığında aday için artık bazı şeyler çok geç olmuş oluyor. Sınavlara çalışırken önceliğimiz sınavların getirisini göz önünde bulundurmak olmalıdır. Buna göre daha doğru bir strateji belirleyebiliriz. AYT soru ve denemelerinde kullanılan kaynaklarda önemlidir. Bu kaynakların sınav sistemine uygun olması gerekiyor. Özellikle MEB tarafında yayınlanan deneme, soru bankası ve pekiştirme sorularının çözülmesini tavsiye ederim. Tabi ki çıkmış soruları çözmemiz olmazsa olmazdır. Burada çıkmış soruları birkaç kere yıl içinde belli aralıklarla çözmemizde de sakınca yoktur. Hem çıkmış sorularda hem de MEB tarafından yayınlanan soru ve denemelerde yapamadığımız soruların üzerine yoğunlaşmayı unutmamalıyız. Buralarda çıkan yanlış sorular moralimizi bozmasın. Aksine sınavdan önce öğrendiğimiz yeni bir bilgi olarak görelim. Bu bilgilerin benzerlerinin çıkma olasılığı olduğunu da unutmayalım. Çalışmalarımızın karşılığını alabilmek adına sınav günüde dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. Sınav günü artık olumsuz bir şey düşünmeden tamamen yapabileceğimize odaklanmış bir şekilde sınav binasına gitmeliyiz. Sabah kalkınca kahvaltı yapmayı unutmayalım. Kahvaltı sırasında yağlı ve ağır sayılabilecek yiyecekleri tüketmemekte fayda var. Gereksiz bir panik yaşamamak için sınav binasına belirtilenden biraz daha erken gitmeye özen göstermeliyiz. Sınav sırasında bazı sorularda zorlanabileceğimizi, bazı soruları yapamayacağımızı ve bunların bir felaket olmadığını kabullenmeliyiz. Bir soruda zorlandığımızda o soruyu sonra dönmek için yanına işaret koyarak atlamalıyız. Ancak diğer soruya geçtiğimizde zihnimizde çözemediğimiz bir önceki sorunun olmaması gerekiyor. Eğer bu durumu aşamazsak sorun yaşayabiliriz. Yani başka soruya geçtiğimizde tüm odağımızı o soruya vermezsek sorudan kopabiliriz.